merhaba tamamen kişisel öğelerimden oluşan fotovraflar göreceksiniz az sonra yani bakmak zorunda değilsiniz. öyle olmasa yine de zorunda olmayacakdınız. çünkü sizi azad etdim.
her neyse, bugün maceraya gitdim. aslında macera sayılmaz dağdaki cevizimizin etrafını kuşatan dikenli çalıları temizlemeye gitdik ama ben maceralar yaşamayı ihmal etmedim.
hem burada ne istersem paylaşabiliyorum diye hem de çektiğim 90bin fotovrafı saklayacak daha güzel bir yer bulamadığımdan falan işte sebebler uzuyor, açıkçası cümleyi nasıl bitireceğimi unutdum şimdi.
ayrıca yaklaşık on adet semender ve sayamayacağım kadar çok kurbağa larvası gördüm. sayamayacağım kadar çok derken mesela toplamda binlerle ifade edilebilecek bir sayıdan bahsediyorum.
kurbağalarla ilgili bir şeyler anlatacağım size ama mucizevi bir şekilde o kadar meşgul oluyorum ki buna ne zaman vakit bulurum bilmiyorum. dağa gitmeye vakit bulabiliyorum eved ama bu hayatta benim önceliğim budur.
neyse pffft
[BURADA KARDEŞİMİN FOTOVRAFLARI VARDI AMA BİRİLERİ BENİ İSPİYONLADIĞI İÇİN KALDIRMAK ZORUNDA ve KALDIM SİZDEN NEFRET EDİYORUM]
kuyruğu çok güzel değil mi
aslan parçası
bunu yattığım yerden çekdim ve bu esnada i lost something in the hills isimli muhteşem şarkıyı dinliyor idim
bu da benim kelebek ağımdı ama yukarıda bahsini ettiğim böceği yakalamaya çalışırken kırıldı zaten kırılmasa da pek işe yarayacağını sanmıyordum ama olsun el emeği göz nuru(çamurlu ayakkaplarıma bakın)
bu da gerzek kardeşimle traktör tekerlerinin çukurlarında biriken suları akıtması için yaptığımız muhteşem çeşme(babam beğenmedi)(bence kıskandı)
[BUNU DA SİLDİM MUTLU MUSUNUZ]
bunları hep kesdik koyunlarımıza getirdik
adını kaptan yosun koydum ama kaptan tosun daha çekici geldi şimdi
uzunca bir vakit oldu ve başlıkda verdiğim spoiler umarım moralleri bozmamışdır. favori biyoloci bloğu yazarınız tahmin edeceğiniz gibi biraz meşgul ama biliyorsunuz daha iyi günlerimiz olacak.
eved, bahar geldi ve gördüğümüz manzaralar NİHAYET değişdi. yani en azından benim manzaram tahmin edileceği üzere oldukça yeşillendi ve çiçeklendi. şimdi durum böyle olunca insan etrafında gördüğü şeylerle ilgili bir şeyler bilmek istiyor, diye düşündüm ve size biraz uğurböceklerini anlatmaya karar verdim çünkü ister köylü ister şehirli olun, ya da mesela köyünüz belediyeye bağlanmış ve mahalle ismini almış da olabilir, bahardan yaz sonuna kadar en ufak yeşilliklerin arasında karıncalardan sonra en çok rastlayacağımız eklembacaklılar uğurböcekleri olacakdır, yani coccinellidae familyasında tanımlanmış yaklaşık 5.000 türün kırmızı üzerine siyah ya da sarı/turuncu üzerine siyah ya da siyah üzerine kırmızı/sarı/turuncu benekli, boyları 0.8 ile 0.18mm arasında değişen üyelerindan genel olarak bahsedeceğim şimdi. önce açıklamam gereken bir durum var. şöyle ki uğurböcekleri ya da uçuçböcekleri coleoptera yani kınkanatlılar takımının üyesi FAKAT böceklerin ingilizcede yaygın ismi biliyoruz ki ladyBUG. problem de burada zaten çünkü bug hemiptera yani yarımkanatlılar takımına ait böcekler için kullanılan bir kelime. kınkanatlılar için ise beetle kullanılması gerekiyor. ama ladybug bu durumda bir istisna sayılacak ve ne derler bilirsiniz, istisnalar kaideyi bozmaz. gerçi bizim dilimiz böcekler sınıfının yarımkanatlı ya da kınkanatlı üyeleri için ayrı ayrı kelimeler kullanmamıza zaten izin vermiyor ama yine de bu durumu açıklamak icab eder gibi geldi bana yani ne bileyim işte beetle ise kınkanatlı bug ise yarımkanatlı işte. zaten bakın böcekbilimciler ısrarla lady beetle diyorlarmış uğurböcekleri için ama neyse işte bu kısmı artık geçebilir miyiz? teşekkürler peki neden ladybug yani nedir bu cinsiyetçilik diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. bu soruyu cevaplamak için ise de zaman makineme atlıyor ve sizi ortaçağ avrupasının sıcak bir yaz gününde çalışan bir çiftçinin tarlasına götürüyorum gerçi ortaçağ avrupasında hava ne kadar sıcak olabilir? şüpheli. her neyse, aphid dediğimiz yaprak bitleri var bakın, ve bitkiler için aşırı zararlı bu yaprak bitleri. yerleştikleri bitkinin bütün verimini alıp götürüyorlar çünkü ve aşırı yapış yapış oluyorlar ayrıca. işte bu ortaçağ çiftçimizin o yıl mahsüllerine de yaprak bitleri musallat olmuşdur. çiftçi dirseğini tırmığa dayar, kafasını kaldırıp gözlerini kısarak güneşe bakar, boştaki eliyle önce şapkasını çıkarır sonra koluyla alnının terini siler ve tam bu sırada yaprak biti bulaşmış mahsülleri üzerinde dolaşan uğurböceklerini görür. hemen heyecanlanıp eğilir ve daha yakından bakar. uğurböcekleri aphidleri yiyordur!!!!!
YUMMMM işte o zamanlardan beri uğurböcekleri aphidlerle biyolojik mücadelenin en güçlü silahları olmuş. o günlerde çiftçilerin elindeki tek silah da bu olduğu için uğurböceklerinin varlığı çiftçileri her zaman rahatlatmış ve uğurböceklerinin bulunduğu tarlaların verimi hep daha çok olmuş. bu yüzden uğurböceklerine başlarda "beetle of our lady" denmiş ve bu isim gavurların virgin mary bizim hazreti meryem dediğimiz kişiye bir gönderme olmuş anlayacağınız, bolluk ve bereket getirdikleri için. hatta almanlar direk mary's beetle demişler uğurböceklerine. herhalde beetle of our lady isim olarak çok uzun geldiğinden, ingilizler sonraları ladybird demeye başlamışlar.
hatta sanıyorum ki bizim uç uç uğurböceği annen sana terlik pabuç alacak tekerlemesinin orijini de buralara dayanıyor. çünkü bakın bu tekerleme ingilizlerde "ladybird ladybird fly away home, your house is on fire and your children are gone" olarak söyleniyor çünkü çiftçiler ürünlerini alıp, kalan bitki gövdelerini yakmaya başladıklarında, ki buna ne deniyor bilmiyorum, bu tekerlemeyi söylerlermiş. yani gayet mantıklı bütün yıl bu hayvanları aphidleri yesinler diye başlarının üstlerinde tutuyor sonra da istediklerini alınca hayvanların evlerini yakıyor sonra da ladybird ladybird fly away home neden çünkü your house is on fire YOK YA kardeşim yaptığınız gibi çıkıp biz yaktık evinizi desenize ya bu ne yüreksizlik
neyse efendim daha sonra amerika keşfediliyor ve birtakım ingilizler amerikaya gidip orada ulan bizim de bir farkımız olsun diyerek ladybird yerine ladybug demeye başlıyor ve tekerlemenin sonuna da "all except one and and that's little ann, for she crept under the frying pan" kısmını ekliyor. olay örgüsü ve tarihi olaylar sırası pek uydu mu bilmiyorum bu kısım biraz uydurma olmuş olabilir. tabi nasıl hala terlik pabuca döndü bunu tam kestiremiyorum ama belki polonyalıların tekerlemesine daha yakın gibi: "ladybird ladybird had seven dots,
she was flying over a green meadow. a little spider caught her in its spiderweb i will set you free, little ladybird, and you bring me something.
fly to the sky, little ladybird, bring me a piece of bread"
gerçi bakın bu tekerlemeye, insanlık ölmüş be, küçücük uğurböceğine bile yardım ederken karşılık bekliyoruz demek, üzücü.
bu daha yakın gibi geldi bana çünkü ben bu tekerlemeyi annen sana terlik pabuç alacak değil de annen sana ekmek poğaça getirecek diye öğrenmişdim ve fark ettiyseniz polonyalıların tekerlemesindeki ekmekle bir bağ kurdum burada.....
bu kısmı bu kadar uzattığım için özür dilerim az sonra daha güzel kısma geçiyoruz ama önce kulaklarımızın pasını silecek, konu ile ilgili muhteşem bir parça:
yeniden hoşgeldiniz
eved bakalım, böceklere renklerini veren kısım elitraları, yani uçmada kullanılmayan asıl şeffaf kanatları koruyan kanatlar.
ÖZÜR: elitralar ile ilgili size daha önce yanlış bilgi vermişim dermapterayla ilgili kısımda. şimdik düzeltdim ama çok utanıyorum beni lütfen affedin.
benekler de elitralar üzerinde bulunuyor haliyle.
istisnalar dışında çoğu hatta neredeyse tamamı etçil ve ağız yapıları çiğneyici olacak şekilde adapte olmuş.
otçul olanlar da bakın etçil olanlar tarıma ne kadar faydalıysa o kadar zararlı çünkü tek bir etçil uğurböceği hayatı boyunca 5.000 aphid yiyebiliyorsa yani bitkilere verecekleri zarar ne kadar olacakdır oranlayamayacağım şimdi ama bence büyük bir sayı çıkacak ortaya.
uğurböceklerinin çok sevdiğim birtakım özellikleri var.
bunlardan birincisi korktuklarında ya da kendilerini tehlikede hissettiklerinde ölü taklidi yapıp dizlerinden alkollü bir bileşik salgılamaları. bu alkollü salgıyı tabiyki alkollü salgı olduğunu öğrenmeden önce çok özür diliyorum çiş sanıyordum. hani korkuyor ve işiyor falan.
ikinci özellik renklerinin aslında avcılar tarafından dikkat çekmekden çok tehdit olarak algılanması. çünkü kırmızı renk kuşlara falan zehirli bir şeymiş hissi veriyormuş, ve kimse zehirli gibi görünen şeyleri yemek istemez.
bir diğer özellikleri de kış geldiğinde uyurgezer gibi nereden geldiği bilinmeyen bir güdüyle ortak bir alana toplanmaları ve burada kış uykusuna yatmaları. bu alanlar da kenellikle taş altı, kabuk içi, ağaç gövdesinde bir çatlak ya da bunun gibi yerler oluyormuş. bahar gelince de hep beraber uyanıp hayatlarına devam ediyorlarmış. kış uykusu sırasında ayakları toplu oluyormuş yani elinize aldığınızda ölü taklidi yaptıkları zamandaki gibi.
bilim insanları toplanma yerinin nasıl belirlendiğini hala araştıradursun, biz kararları bu konseyin aldığını bilelim yeter.
peki uyandıkdan sonra ne mi yapıyorlar? tabiyki çiftleşiyorlar. uykudan uyandıkdan birkaç hafta sonra çiftleşmeye başlıyorlarmış. dişi bir iki gün içinde minyatür yumurtalarını yumurtadan çıkacak yavrularının açlıktan ölmeyeceğinden emin olduğu yerlere bırakıyormış yani bitli yapraklar üzerine.
bundan sonra yumurtalar tamamen iklim koşullarına bağlı olarak çatlayacak ya da çatlamayacak. bu yılın da hava durumlarına bakınca ben ümitsizliğe kapılıyorum bu yumurtalar bir gün arayla yağmur yağarsa nasıl çatlar? korkuyorum.
neyse, yumurtalar 2-7 gün süre içinde çatlayacak, çatlamadan önce yumurtanın rengi koyulaşak ve ilk çıkanlar her zaman daha şanslı olacak çünkü uğurböceklerinde ciddi derecede kanibalizm görülüyor. yumurtadan çıkan yavru kardeşlerinin yumurtalarını yemeye hak kazanıyor ve bunu engelleyecek yazılı kural gizli uğurböceği konseyinden çıkmadı henüz.
larvalar erginlerden oldukça farklı görünüyor. mesela bunca yıl gördüğüm uğurböceği larvalarını uğurböceklerine benzeyen başka böcekler olduklarını sanmışım.
minyatür mermiler
coccinella septempunctata larvası ve ergini ki gördüğünüz çoğu uğurböceği bunlardan olacak
afiyet olsun
larvalar ergin olana kadar üç kez deri değiştiriyor ve sonuncuda bu şekilde görünüyor
eved, diyeceklerim bu kadar.
ayrıca geçtiğimiz günlerde bitkime bu yaprak bitleri musallat olmuşdu ve ben de dışarıdan uğurböceği yakalayıp bitkimin üzerine bırakmışdım ama böceklerin ilgisini çeken tek şey perdelerimiz oldu. çünkü her türün yediği yaprak biti de ayrıymış HALİYLE
bitkime musallat olan allahın belaları
:(
eğer serangulium montazeriliniz yoksa beyazsineklerden kurtulmak için bitkinizi düzenli olarak yıkayabilirmişsiniz yani ağaçlara öyle yapıyorlarmış galiba ve biz de öyle yabdık
gerçekden diyeceklerim bitdi. sırada özel yaşamlarını mahvettiğim uğurböcekleri var
çok fotojenik çiftleşiyorlar ne yapayım kendimi tutamıyorum.
evet, bu yazının sonuna nihayet geldik. madem o kadar uğurböceği dedik haydi oturup 1994 yapımı ladybird ladybird isimli filmi izleyelim.
ben de izlemedim ama eminim güzel filmdir. ayrıca minik kuş minik kuş diye mi çevirmişler ya yok artık cahillik insana neler yaptırıyor.